A
- açgözlü: greedy
- açıklık: range
- açılım: expansion
- açılmış: unfold
- adım büyüklüğü: stepsize
- ağ: network
- ağaç çizit: dendrogram
- ağaç yapılı: hierarchical
- ağaççık: stump
- ağırlık: weight
- ahlaklılaştırma: moralization
- akan: running
- akıl: yürütme: reasoning
- alan: region
- algı alanı: receptive field
- algılayıcı: perceptron
- algoritma: algorithm
- alıcı: (1)receiver, (2)sensor
- alıştırma: exercise
- altçizge: subgraph
- altküme: subset
- altuzay: subspace
- anabilim: semantics
- anahtarlı çizelge: hash table
- anlamlılık: significance
- anlaşarak yönlendirme: routing-by-agreement
- anma: recall
- ara değerlemek: interpolate
- aralık: interval
- arama: search
- ardışık: cascade
- artçı: posthoc
- artı: positive
- artık: residual
- artık (değişken): slack (variable)
- artımlı: incremental
- asal: (1)canonical, (2)primal
- asıl örnek: prototype
- aşırı eğitme: overtraining
- aşırı öğrenme: overfitting
- ata: ancestor
- ayırtaç: discriminant
- aykırı: outlier
- ayrık: mutually exclusive
- ayrıntı: detail
- ayrışım: decomposition
- ayrıt: (1)arc, (2)edge
- azalımlı: decremental
B
- bağ: link
- bağımsız ve özdeşçe dağılmış: iid
- bağımsızlık: independence
- bağımsız değişken: predictor
- bağlanım: regression
- bağlanım çiziti: regressogram
- bağlantı: connection
- bağlantısallık: connectivity
- bağlı: coupled
- bağlı (çizge): connected (graph)
- bakışımlı: symmetric
- başarım: performance
- bayesçi: Bayesian
- bedel: cost
- beklenti büyütme: expectation-maximization
- belge: document
- belirli bir forma getirmek: standardize
- belirti: symptom
- belirtim: predicate
- belit: axiom
- bellek: memory
- benzetim: simulation
- betimleme: description
- betimlemek: characterize
- bildirim: expression
- bileşen: component
- bilgi: (1)information, (2)knowledge
- bilgisayarlı görü: computer vision
- binom: binomial
- birikimli (dağılım): cumulative (distribution)
- birini dışarıda bırak: leave-one-out
- birleşik: joint
- birleşim: combination
- birleştirmeli: agglomerative
- biyometri: biometrics
- boyut: dimension
- bölme: split
- bölmeli: divisive
- bölükleme: blocking
- bölüm: (1)chapter, (2)section
- bölütleme: segmentation
- budama: pruning
- bulanık: fuzzy
- büyüklük: norm
- büyütme: maximization
- büyütme çarpma: max-product
C-Ç
- cepheden: frontal
- çapa: anchor
- çapraz düzensizlik: cross-entropy
- çapraz geçerleme: cross-validation
- çarpan: factor
- çatı: framework
- çekişmeli: adversarial
- çekişmeli üretici ağlar: generative adversarial networks
- çekirdek: kernel
- çekirdekleme: kernelization
- çeşitlilik: diversity
- çevrim: cycle
- çevrimdışı: offline
- çevrimiçi: online
- çevrimsiz: acyclic
- çevrit: contour
- çevriyazmak: transcribe
- çıkarım: extraction
- çıkarsama: inference
- çizelge: table
- çizem: diagram
- çizge: graph
- çizgesel: graphical
- çizim: plot
- çoğaltma: replication
- çoğulluk: plurality
- çoğunluk: majority
- çok aşamalı: multistage
- çok boyutluluğun laneti: curse of dimensionality
- çok: değişkenli: multivariate
- çok katmanlı algılayıcı: multi layer perceptron (MLP)
- çoklu: multiple
- çoklu ağaç: polytree
- çoklu ayırıcı: polychotomizer
- çokterimli: polynomial
- çokterimli zamanda bulunamaz: NP-complete
- çokyüzlü: polyhedron
- çözümleme: analysis
- çözümleyici: analyzer
- çözümsel: analytical
- çubukçizit: histogram
D
- dağılım: distribution
- dağılıma bağlı: parametric
- dağılıma yarı bağlı: semiparametric
- dağılımdan: bağımsız: nonparametric
- dağıtık: distributed
- dairesel: radial
- dallan ve sınırla: branch and bound
- dayanak: reference
- değer atama: binding
- değerlendirme: evaluation
- değişimsel: variational
- değişinti: variance
- değişmezlik: invariance
- denek: benchmark
- denence: hypothesis
- deney: experiment
- denklem: equation
- derece (çokterimlinin): order (of a polynomial)
- derinlik öncelikli: depth-first
- destek: support
- devingen: dynamic
- devrik: transpose
- dışbükey: convex
- dışdeğerleme: extrapolation
- dışlamalı veya: xor
- dinamik yönlendirme: dynamic routing
- dizey: matrix
- dizge: system
- dizi: (1)sequence, (2)string
- dizin: index
- dolgulama: padding
- doğrultulmuş lineer ünite: rectified linear unit (RELU)
- doğrusal: linear
- doğrusal saptama: lineer regression
- doğrusal olmayan: nonlinear
- dönem: epoch
- döngü: loop
- duyarlılık: sensitivity
- düğüm: node
- dürtü: stimulation
- dürümcü: wrapper
- düzeltme: correction
- düzeltme uzaklığı: edit distance
- düzenek: mechanism
- düzenlileştirme: regularization
- düzensizlik: entropy
- düzey: level
- düzleştirici: smoother
- düzleştirme: smooth
E
- ebeveyn (düğüm): parent (node)
- edilgen: passive
- eğer-ise: if-then
- eğim: gradient
- eğitim dokümanları: tutorial
- egri: (1)curve, (2)spline
- eğrilik: curvature
- ek girdi: bias unit
- eklemeli: additive
- eklemleyici: articulator
- eksen değerleri: coordinates
- eksi: negative
- eksi olmayan: nonnegative
- eksik: missing
- eksik öğrenme: underfitting
- elemek: eliminate
- eleştirmen: critic
- en büyük olabilirlik (EBO): maximum likelihood (ML)
- en büyük sonsal (EBS): maximum a posteriori (MAP)
- en iyi: optimal
- en yakın k komşu: k-nearest neighbor
- erişim: retrieval
- erken budama: prepruning
- esnek: flexible
- eş gen: allele
- eş zamanlı: simultaneous
- eşdeğişinti: covariance
- eşeyli bölünme: meiosis
- eşik: threshold
- eşiksiz: soft
- eşiksiz en büyük işlevi: softmax (function)
- eşlek: dual
- eşleme: (1)mapping, (2)pairing
- eşlenik: conjugate
- eşleştirme: matching
- eşli: paired
- eşlik: parity
- eşolasılık: isoprobability
- eşölçümsel: isometric
- eşzamanlama: synchronization
- etken: factor
- etkensel: factorial
- etki: influence
- etki (ilişkilendirme kuralının): lift (of an association rule)
- etkilenim: activation
- etkileşim: int eraction
- etkili: efficient
- etkin: active
- etmen: agent
- Euclid uzaklığı: Euclidean distance
- evrişim: convolution
- evrişimli sinir ağları: convolutional neural networks
- eylem: action
F
- fayda: utility
- fazlalık: redundancy
G
- geç budama: postpruning
- geçerleme: validation
- geçiş: transition
- geçişli: switching
- genel: generic
- genelleme: generalization
- genişletilmiş: augmented
- genişlik öncelikli: breadth-first
- gerçek zamanlı: real-time
- gerçek referans değer: ground truth
- gerekirci: deterministic
- geri yayma: backpropagation
- geriçatma: reconstruction
- gerilim: stress
- gerilim işlevi: potential function
- geriye doğru: backward
- geriye taşıma: backup
- gezgin satıcı: traveling salesman
- gezinge: trajectory
- girdi: input
- gizçözer: decoder
- gizçözmek: decode
- gizyazar: encoder
- gizyazı: code
- gizyazı yöneyi: codebook vector
- gizyazmak: encode
- gölgeli: shaded
- gömme: embedding
- görece: relative
- görüntü: scene
- gösterge: indicator
- gösterim: representation
- gözetimli: supervised
- gözetimsiz: unsupervised
- gözlem: observation
- gözlemsel: empirical
- gözlenebilir: observable
- gözlenemeyen: unobservable
- gradyan inişi: gradient descend
- güç işlevi: power function
- güncel olan en iyi durum: state of art
- gürbüz: robust
- gürültü: noise
- güven: confidence
H
- harita: map
- hata: error
- hata (dizeyi): confusion (matrix)
- hata çubuğu: error bar
- hava devinim bilimi: aerodynamics
- hesaplama: computation
- hizalama: alignment
- hizip: clique
I-İ
- ıraksama: divergence
- iç: internal
- iç çarpım: dot product
- iç çarpım: inner product
- içbükey: concave
- iki yanlı: two-sided
- ikilem: dilemma
- ikili: (1)binary, (2)pairwise
- ikili ayırıcı: dichotomizer
- ileriye doğru: (1)feedforward, (2)forward
- ileti: message
- ilgililik: relevance
- ilingesel: topological
- ilinti: correlation
- ilişkilendirme: association
- ilk: initial
- ilke: principle
- imge noktası: pixel
- inanç: belief
- ince taneli: fine grained
- işbirlikçi filtreleme: collaborative filtering
- indirim: discount
- ipucu: hint
- iri taneli: coarse grain
- isometric: eşölçümsel
- istenmeyen elektronik posta: spam
- işaret: sign
- işbirlikçi: cooperative
- işlev: function
- iyileme: optimization
- iz: trace
- izdüşüm: projection
- izge: spectrum
- izgesel: spectral
- izleme: pursuit
K
- k kat: k fold
- k merkezli: k-means
- kafes: (1)lattice, (2)trellis
- kanıt: evidence
- kapsamak: (1)cover, (2)span
- kapsayan: exhaustive
- kapsül: capsule
- karakteristik nokta saptama: landmark detection
- karar: decision
- kararlı: stable
- karesel, ikinci dereceden: quadratic
- karışım: mixture
- karışıklık: perplexity
- karma: hybrid
- karmaşıklık: complexity
- kat: fold
- kat ışıklık: impurity
- katlıterimli (dağılım): multinomial (distribution)
- katman: layer
- katmanlaştırma: stratification
- kaybolan eğim: vanishing gradient
- kavşak: junction
- kayan: floating
- kaynaklar: references
- kaynaştırma: fusion
- kayşat: scree
- kazanan hepsini alır: winner-take-all
- kenar payı: margin
- kerte (dizeyin): rank (o a matrix)
- kesikli: discrete
- kesiklileştirme: discretization
- kesin: exact
- kesin artı: positive definite
- kesinlik: precision
- keskin: hard
- ketleme: inhibition
- kısa soluklu: short term
- kısıtlanmamış: unconstrained
- kısmi, kısmen: partial
- kıstas: criterion
- ki kare: chi-square
- kimlik doğrulama: authentication
- kip: modality
- kollu kumar makinesi: bandit
- koşullu bağımsızlık: conditional independence
- koşut: parallel
- köşegen: diagonal
- kötü konumlanmış: ill-posed
- kural: rule
- kural: oluşturma: induction
- kuram: theory
- kuşku: doubt
- kutucuk: bin
- küçültme: minimization
- küme: (1)ensemble, (2)set
M-N
- mantıksal: Boolean
- menteşe (yitimi): hinge (loss)
- merkezi limit kuramı: central limit theorem
- model: model
- model varsayımı: inductive bias
- mutlak en iyi: global optimum
- neden: cause
- nedensel: causal
- nicemleme: quantization
- normal: normal
- normalleştirme: normalization
O-Ö
- Occam'ın: usturası: Occam's razor
- olabilirlik: likelihood
- olası: probably
- olasılık: probability
- olasılıksal: probabilistic
- olumsallık (çizelgesi): contingency (table)
- ortalama: mean
- ortalama hassasiyet: mean average
- ortam: environment
- otokodlayıcı: autoencoder
- oturtma, uydurma: fit
- oylama: voting
- öbek: (1)cluster, (2)group
- ödül: reward
- ödünleşim: trade-off
- öğe: (1)item, (2)element
- öğrenme transferi: fine tuning
- ölçek: scale
- ölçev: metric
- ölçüt: (1)criterion, (2)measure
- önder öbekleme: leader cluster
- önermeli (kural): propositional (rule)
- öngörü: prediction
- öngörücü: predictive
- önsel: prior
- örnek: (1)example, (2)instance
- örnekleme: pooling
- örnek program: pseudocode
- örnek tabanlı: case-based
- örneklemek (f), örneklem (i): sample
- örtbas etmek: explaining away
- örtülü: occluded
- örüntü: pattern
- özçağrılı: recursive
- özdeş: identical
- özdevinir: automaton
- özgül: specific
- özgüllük: specificity
- özilişkilendirici: autoassociator
- öznitelik: (1)attribute, (2)feature
- öznitelik temsili: feature representation
- özörgütlemeli: self-organizing
- özyineli: recurrent
- özyöney: eigenvector
P-R
- parçalı: piecewise
- paylaşmak: share
- pekiştirme: reinforcement
- politika: policy
- politikalı: on-policy
- politikasız: off-policy
- rastgele: random
- rastgele: stochastic
- rastgele örnekleme: bootstrap
- rastgele değişken: random forest
- rastsal: random
- rastsallaştırma: randomization
- ret: reject
- risk: risk
S-Ş
- S biçimli: logistic
- sabit: constant
- saçılım: scatter
- saf: naive
- saflık: purity
- saklı: (1)hidden, (2)latent
- salınım: oscillate
- sanal: virtual
- sapma: deviation
- satır: row
- sayıl: scalar
- sayım: count
- sayısal: numeric
- seçim: selection
- sepet: basket
- serüven: episode
- sesbirim: phoneme
- sesbirimcik: phone
- seyrek: (1)condensed, (2)sparse
- seyreltme: dropout
- sezgi: heuristics
- sezim: detection
- sıçrama: jump
- sıfır denencesi: null hypothesis
- sıfır noktası (eksenlerin): origin (of axes)
- sığım: capacity
- sık örnekleme: up sampling
- sıkıştırma fonksiyonu: squashing function
- sıkıştırma: compression
- sınama: test
- sınıf: class
- sınıflandırıcı: classifier
- sınırlayıcı kutu: bounding box
- sıra (istatistikleri): order (statistics)
- sıra (sınaması): rank (test)
- sıralamak: sort
- sırayla: sequential
- sırt: ridge
- sigmoid (S işlevi): sigmoid
- simge: symbol
- sinir hücresi: neuron
- sipariş: jobshop
- somutlaşmak: instantiate
- sonlu serüven: finite horizon
- sonlu tamamlayıcı: cofinite
- sonsal olasılık: posterior
- sonsuz serüven: infinite horizon
- sonuç: outcome
- sorgu: query
- sorumluluk atama: credit assignment
- soy: pedigree
- soy ağacı: phylogenetic tree
- soyundan gelen: descendant
- sönüm: decay
- sözcük torbası: bag of words
- süreksizlik: discontinuity
- sürüm: version
- sütun: column
- süzgeç: filter
- şablon: template
- şehir içi uzaklık: city-block distance
- şekil: figure
T
- tabaka: plate
- taban: (1)base, (2)basis
- tam hassasiyet: full precision
- tanı: diagnosis
- tanıma: recognition
- tanısal: diagnostic
- tasarım: design
- tavlamak: anneal
- teğet: tangent
- tek değişkenli: univariate
- tek tip yapma: standardization
- tek yanlı: one-sided
- tekdüze (dağılım): uniform (distribution)
- tekil: singular
- tekli (bağlı): singly (connected)
- temel: principal
- tepe (dağılımın): mode (of a density)
- tepki: response
- terim: term
- ters: reciprocal
- ters S: logit
- tersine mühendislik: reverse engineering
- tetiklik: vigilance
- toplam çarpma: sum-product
- topluluk metotları: ensemble methods
- toptan: batch
- tuz buz etmek: shatter
- tüm değişkenli: omnivariate
- tümleştirme: marginalize
- tümleyen: complement
- tümsek: bump
U-Ü
- uç: terminal
- uyarlama: adaptation
- uygunluk: eligibility
- uzaklık: dist ance
- uzamsal: spatial
- uzman: expert
- uzun kısa vadeli bellek: long-short term memory (LTSM)
- üretici: generative
- üst: power
- üst düzey: higher-order
- üst değişken: hyperparameter
- üstün—: hyper—
- üyelik: membership
V
- ve: and
- ve ötekiler: et al
- veri artırma: data augmentation
- veri kümesi: dataset
- veri tabanı: repository
- veya: or
Y
- yaklaşık: approximate
- yaklaşıklama: approximation
- yanal: lateral
- yanlılık: bias
- yansız: unbiased
- yapay değişken: dummy variable
- yapı: structure
- yaprak: leaf
- yapısal bağıntı: logistic regression
- yarı kesin artı: positive semidefinite
- yarım hassasiyet: half precision
- yarışmacı: competitive
- yatık: oblique
- yayılım: (1)propagation, (2)spread
- yayım: emission
- yayın: diffusion
- yerbetimsel: topographic
- yerel: local
- yerel minimum: local minimum
- yerölçümsel: geodesic
- yerini saptama: localization
- yıkma: stacking
- yineleme: iteration
- yitim: loss
- yoğrukluk: plasticity
- yoğunluk: density
- yol: path
- yordam: (1)procedure, (2)strategy
- yorumlanabilirlik: interpret ability
- yöney: vector
- yönlü: directed
- yöntembilim: methodology
- yükleme: (1)imputation, (2)loading
- yüzey: surface
Z
- zaman çizelgesi: schedule
- zaman dizisi: time series
- zaman gecikmeli: time delay
- zamansal: temporal
- zararlı etken: nuisance factor
- zıtlık: contrast
- zincir: chain